Lütfi Can
Ü S T E L
Oyun
Bir kısım SAZAN, Türkiye’de demokrasiyi Atatürk’ün kurduğunu zannediyor… Aslında “zannetmekte” haksız da sayılmazlar… Son zamanlarda esmiş olan rüzgar, her iyiliğin demokrasi yoluyla olduğu şeklindeydi(!) E, ATATÜRKÇÜLÜK de Türk ulusu için bir ideal kavram olduğuna göre; demokrasiyi de olsa olsa Atatürk kurmuş olabilirdi(!!)
O halde, bir kısım sazana birkaç şeyi anlatmak gerekiyor…
O halde, DERS 1: Atatürk demokrat DEĞİLDİ… DİKTATÖRDÜ… Ha, Stalin gibi zebani değildi; 4. Murad gibi gaddar değildi… Bunlar ayrı konu…
DERS 2: Hepimiz Atatürk sevdalısıyız. Bunda şüphe yok… Önemli olan, kimin yolunun O’nun yoluna daha yakın olduğu… Unutmayınız ki malum dönemin DARBECİ generalleri de hem de sapına kadar Atatürkçü idi; sonradan onun kellesini isteyenler de aynen Atatürkçü(!)
Peki, o halde, Türkiye’de DEMOKRASİ nasıl kuruldu?
O halde DERS 3: Bunun çok somut bir hikayesi var… Ancak unutulmaması gereken, Türkiye’de “çok-yakın tarih” mefhumunun bugün için dahi pek kurcalanabilir olmadığıdır… Ancak bir dönem daha kapanıyor ve evvelce TABU olan pek çok şey, bir anda günün konusu olabilir.
DERS 4: Bu kanaate senelerin derin gözlemi neticesinde ulaştım: Artık şundan eminim ki Türkiye’de askeri darbeler dönemi sona ermiş bulunuyor. Diğer bir deyişle, bir daha kesinlikle darbe OLMAYACAK…
Ama bu noktada asıl mesele, bu AŞAMAYA nasıl gelinmiş olduğu(!)
Asıl hikaye de burada zaten…