Lütfi Can

Ü S T E L

BÜYÜK SIR

Yakın Tarih ve Çok-Yakın Tarih’e fantastik bir bakış…

Tabular, Tapular ve Sırlar

Kainata hükmeden çeşitli yasalar vardır. Bunların kimi bizlerce bilinir, kimi de bilinmezin meçhulüne gömülüdür. Bilinir olanların bir kısmı zamanla TABUYA dönüşebilir.

Bir de TABU konuların TAPUSUNUN sahiplenilmesi meselesi vardır. Yani, açıkçası, TAPUNUN kendinde olduğunu sananlar vardır…

Muhakkak olan şu ki her ne kadar tabular daha uzun zaman bizlerle olacak olmakla beraber, günün tabuları zaman içinde daha insanî ya da insan idrak ve anlayışına uygun bir biçim alacak ve akıl çerçevesinde daha makul biçimde ele alınacaktır.

Unutulmamalıdır ki tabulara konu olan, çoğu zaman, insandır. İnsanoğlu tarih boyunca tabular inşa etmiş, sonra da çoğu zaman bu tabuların hikayesinin normal insanlara ait olduğunu GÖSTERMEYE çalışmıştır.

TARİH aslında, el değiştiren tapuların ve bunların nasıl el değiştirdiğinin de hikayesidir.

MUSTAFA YÜCEBÜYÜK de neticede bir insandır, sıradan bir insan…

Gerçi roman kurgusu içinde, bir hayli HAYALİ bir kahramandır. Ama okuyucu, onda, kendinden pek çok şeyler bulacaktır.

MUSTAFA BEY gibi insanlar, daima, tabuları yıkan ve yıkacak türde kişiliktedirler. Tabii bu arada, pek çok insan gibi, onların da aşkları vardır, zayıf yönleri de olabilir. Hatta hatta SIRLARI olabilir. Asla dile getirilmeyen ve getirilemeyen, sonsuza kadar saklı kalacak SIRLAR…

Bu satırları MUSTAFA BEY kaleme alıyor olsa idi -muhakkak ki daha iyi yazardı, ancak- kanımca tabii, benzer şeyler yazardı. Ha bir de bazı sorular sorardı, eminim: Mesela “ATATÜRK bugün yaşasaydı, o mevkie tekrar tırmanabilir miydi?” derdi. Veyahut “Atatürk o derece büyük kuvvet üretmiş olmasaydı, bugün bu derece anılır ve sevilir miydi?” diye sorardı muzipçe…

Kuvvet ile sevgi arasında çoğu zaman bir paralellik vardır ve unutmayalım ki darbeci malum generaller de (kendilerince) Atatürkçü idi…

            Son yılların hiç tartışmasız en CESUR kurgusu…  

Lütfi Can ÜSTEL