Lütfi Can

Ü S T E L

İŞTE MUASIR MEDENİYET

“Yaradılış olmuş bitmiş bir olgu mu yoksa halen devam eden bir süreç mi?”

“Küçüğün küçüğü sonsuza kadar.”

“Bir son var. Ama menzil sonsuz.”

“Kainata yayılan yaşam enerjisi. DÜŞÜNYUM gerçeği…”

Uzaylı istilası hem mümkün hem mümkün değil. Aslında her gün buradalar. Yani İSTİLA altındayız. Hem de bin yıllardır… Ancak kimi dünyalıların zannettiği anlamda bir istila asla olası değil.

Dinozorlar bir göktaşı çarpması sonucu yok olmadılar. Şimdilerde kainatın kim bilir hangi saklı bölgesinde, ilkel yaşamın filizlenmiş olduğu çeşitli gezegenlerde yaşamlarına devam ediyorlar.

Bizler, uzaylıları o muazzam teknoloji ürünü uzaygemileri ile gözümüzde canlandırageldik hep… Böylesi muazzam bir teknolojiyi yaratmış olan o medeniyetlerin sosyal ve siyasal düzenlerini ise hiç düşünmedik yahut düşünmeyi şimdiye kadar akıl edemedik mesela… Muhakkak ki akıl almaz bir sosyal düzenleri var ve siyasal sistemleri de bir o kadar hayal ötesi… Bizler siyasal sistem olarak sadece tek adam sistemlerini ha bir de DEMOKRASİYİ bildiğimiz için, onların da birbirini yediğini, birbirlerinin üzerinde tepindiğini, başka canlılara kötülük edip durduklarını hayal ediyoruz.

Oysa onlar asla kötülük yapamayacak bir medeniyetin insanlarıdır. Örneğin ŞİDDET nedir bilmezler ve çocuklarını eğitirken karşılaştıkları en büyük zorluk da ister inanın ister inanmayın, bu kavramın ne demek olduğunu onlara anlatabilmektir. Uzaylı gençler, bir insanın bir başka insana niye şiddet uyguladığını bir türlü anlayamamaktadır.

Evlerinin kapılarında kilit yoktur. Devlet diye bir organizasyonları yoktur. Öyle ya karayolu, demiryolu, liman, havaalanı yapmak gibi bir gerek bulunmayan ve ordu, polis teşkilatı gibi organizasyonlara ihtiyaç duyulmayan bir medeniyette devlet kavramına ne gerek olabilir(!) O halde zamanında devletsiz bir düzen öngörmüş olan Marx haklı mı çıkmış oluyor? Hayır diyorlar uzaylılar ve soruyorlar: “Marx da kim oluyor?”

Bizlerin medeniyetin beşiği zannettiğimiz yerlerden çok daha ileri medeniyetler var ve hedefimiz bu medeniyetlerin barış ve sevgi anlayışlarını anlayabilmek olmalıdır…

Asıl ÇAĞDAŞ olan işte o medeniyetlerdir…

Ve o medeniyetlerin insanları üstlenmiş oldukları insanlık misyonu doğrultusunda, birer KOZMİK İNSAN olarak, Dünya adını vermiş olduğumuz ve üzerinde ilkel medeniyetimizin filizlenmiş olduğu gezegenimize düzenli biçimde gelip gitmekte, burada kendilerine dostlar edinmekte, ölümsüz olduğu kadar gayet gizli arkadaşlıklar kurmaktadırlar…

Lütfi Can Üstel